İran’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu: Pezeshkian ve Celili yarışıyor

Bu haberin ilk yayınlandığı dil İngilizcedir.

İran’da popüler cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda reformcu aday Pezeşkiyan ile muhafazakar aday Celili arasında çekişme yaşanıyor.

REKLAM

İran’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu bugün yerel saatle 08.00’de (07.30 GMT) başladı.

Mayıs ayında helikopter kazasında hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin yerine geçecek ismi seçmek için sandık başına gidenler, ikinci tura kalan reformcu Mesut Pezeşkiyan ile eski nükleer müzakereci Said Celili arasında seçim yapacak.

Resmi olmayan sonucun cumartesi sabahı açıklanması bekleniyor.

İlk turda katılımın düşük olması ve seçmenlerin nihai seçimine ilişkin spekülasyonlar, ikinci turun sonuçları konusunda belirsizliğe neden oldu.

28 Haziran’da yapılan ilk tur seçimlerde Pezeşkiyan oyların yüzde 42,5’ini, Celili ise yüzde 38,6’sını aldı. İlk tura katılım oranı yüzde 40 olarak açıklandı.

Peki ikinci tura çıkan Pezeşkiyan ve Celili kimler? Seçmenlerin temel endişeleri neler?

Pezeşkian-Jalili maçı

Pezeshkian, seçim kampanyası sırasında diğer ılımlı ve reformcu isimlerle yakınlaştı.

En büyük destekçisi, 2015 yılında atom programında büyük bir kısıtlama karşılığında yaptırımların kaldırılmasını da içeren nükleer anlaşmanın imzalanmasına yardımcı olan eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’ti.

Kalp cerrahı Pezeshkian Salı günü televizyonda yayınlanan bir tartışmada Batı yaptırımlarının İran ekonomisine ciddi zarar verdiğini söyledi. Örnek olarak yüzde 40’a varan enflasyonu ve son dört yılda yoksulluk oranındaki artışı gösterdi.

Pezeshkian, “Birçok insanın sokaklarda dilendiği bir toplumda yaşıyoruz” diyerek, yönetiminin yaptırımları kaldırmak için “derhal” çalışacağını ve ekonomiyi “düzelteceğine” söz verdiğini ekledi.

2015 nükleer anlaşmasına şiddetle karşı çıkan Pezeshkian’ın katı rakibi Celili, Salı günkü tartışma sırasında ABD’nin taahhütlerini İran’la aynı seviyede yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Rakibini yaptırımları kaldırmaya niyeti olmadığı için kınayan Celili, nükleer anlaşmayla ilgili müzakerelere devam edeceğini söyledi.

1980-1988 İran-Irak savaşında bacağını kaybettiği için “yaşayan şehit” olarak anılan ve Batılı diplomatlar arasında sert tavrıyla tanınan Celili, aynı zamanda hisse senetlerine sigorta ve yerel yatırımcılara mali destek sağlayarak ülke borsasını destekleme sözü verdi. işletmeler. endüstriler.

Celili dördüncü kez cumhurbaşkanı adayı oluyor.

İran Dini Lideri Hamaney’in tercihi kim?

Bazı analistler, Pezeshkian’ın başından beri rejimin ana adayı olduğuna inanıyor çünkü Tahran, krizlerinin çoğunu ılımlı bir reformcunun başkanlığı altında çözmek istiyordu.

Pezeshkian’ın seçimlerdeki en yakın meslektaşlarından biri olan analist Abbas Abdi, euronews’e, rejimin Pezeshkian’ı favori olarak görmediğini, tam tersine Pezeshkian’ın cumhurbaşkanı olma ihtimaliyle “barışması gerektiğini” söyledi.

“İran’daki mevcut siyasetin başarısızlığı ve diğer siyasi değişiklikler nedeniyle Pezeshkian’ın seçilmesini memnuniyetle karşıladıklarını düşünüyorum. Ancak Pezeshkian’ı aday olarak seçtiklerini söylemek onun kesinlikle başkan olmasını istedikleri anlamına geliyor.” söz konusu.

Yurt dışında tanınan muhalif gazeteci Muhsin Sazegara da İran’ın dini lideri unvanını alacak sıradaki isim olduğu söylenen Ayetullah Ali Hamaney’in oğlu Müctaba’nın ilk günden itibaren Celili’yi desteklediğine inanıyor.

Sazegara euronews’e şunları söyledi: “Müctaba Hamaney, Said Celili’yi destekledi ve Celili’nin arkasında, kuracağı hükümet için bakanları da seçen IRGC (İslam Devrim Muhafızları) istihbaratı var.”

REKLAM

Ancak Sazegara’ya göre dini lider Hamaney henüz tam olarak ikna olmuş olmayabilir. “Celili’nin başkanlığı Mücteba Hamaney’in isteği ama anahtar babasının elinde” diye ekledi.

Katılım oranının düşük olması neyi gösteriyor?

İlk turda seçmenlerin yalnızca yüzde 40’ı sandık başına giderken, yüzde 4’e yakın oylar kabul edilmedi.

İranlılar, ekonomik kriz nedeniyle yıllardır süren yoksulluğa ve 2022’de Mahsa Amini’nin Ahlak Polisi nezaretindeyken ölümü üzerine yapılan büyük çaplı protestolar da dahil olmak üzere rejim karşıtı olarak görülen her şeye karşı uygulanan şiddetli baskıya öfkeli.

Zenginleştirilmiş uranyum nedeniyle ABD ve Batı ile yaşanan gerginlikler ve Lübnan’da İsrail ile Hamas arasında Hizbullah’la açık bir çatışmaya dönüşebilecek savaş, seçmenlerin işlerin daha da kötüleşmesi halinde kimin dümende olacağı konusunda kararsız kalmasına neden oluyor.

Ancak bazıları katılımın düşük olmasının nedeninin cumhurbaşkanının İran’daki sınırlı yetkisinde yattığını söylüyor. İran’da cumhurbaşkanları tüm karar alma süreçlerinde Hamaney’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Kağıt üzerinde kendi tuvaletlerini seçebiliyor gibi görünseler de pratikte durum genellikle böyle değildir.

REKLAM

Sazegara, cumhurbaşkanının İran’daki ana rolünün dini lider Hamaney ve Devrim Muhafızları’nın kaprislerine boyun eğmek olduğunu söyledi.

“Bu insanların çoğu, Pezeshkian ile Celili’yi seçmek arasında hiçbir fark olmadığını söylüyor. Bu, seçimlerin sorunumuzu çözmeyeceği anlamına geliyor.” dedi.

Bunun yerine seçmenler, işleri daha da kötüleştirmeyecek ve hayatlarını daha iyi hale getirmek için sistemi manipüle edebilecek bir adayı seçmek istiyor.

“Bana göre bu sözde seçim aslında Celili ile Pezeşkian veya başka bir aday arasında yapılan bir tercih değildir. Millete sunulan bu sandıklar aslında milletin iradesi ile dini lider Hamaney arasındaki bir tercihtir.”

Sazegara sözlerini şöyle tamamladı: “Hamaney her zaman halkın oyununun sisteme verilen oy olduğunu, sistemin kendisi anlamına geldiğini vurguladı.”

REKLAM

Pezeshkian İran’a reform getirebilecek mi?

İlk turun favorisi olan Pezeshkian, bazıları tarafından İran’ı devam eden ekonomik krizden çıkarabilecek, kadınlara yönelik baskıyı durdurabilecek ve ülkede özgürlükleri teşvik edebilecek biri olarak görülüyor.

Ancak ne Abdi ne de Sazegara bunun olacağı konusunda iyimser değil.

“İran’da çok önemli ve ciddi sorunlar var. Pezeşkian hükümeti elbette internet özgürlüğünü geliştirecek. Kadınlar üzerindeki baskı muhtemelen azalacak” diyen Abdi, “Fakat bu sorunların hemen çözüleceğini düşünmüyorum.”

Sazegara, “Benim görüşüme göre, mevcut sistem ve İslam Cumhuriyeti’nin kusurlu ve yozlaşmış yapısı çerçevesinde, Otto von Bismarck bile İran’ın ekonomik durumunu iyileştiremez” dedi.

“Dolayısıyla bu sistem ve hükümetin makroekonomik politikaları değişmedikçe, güç ve zenginlik yoğunlaşması iktidardakilerin elinden çıkmadıkça hiçbir alanda reform umudu yoktur” diye ekledi.

REKLAM

Sazegara, Pezeshkian’ın bunu bildiğine ve seçim kampanyasında verdiği sözlerin geri tepebileceğine, bunun da İranlıların liderlerine karşı daha fazla hayal kırıklığına uğramasına yol açabileceğine inanıyor.

Sazegara da sözlerini şöyle tamamladı: “Reform sözü verenler, bunların faydasız olduğunu biliyorlar ama gerçekte halka verilen söz, halka verilen sözdür.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir